tag:blogger.com,1999:blog-16907845443266088272024-03-05T20:04:51.493+03:00Bakalım bugün ne diyor ruhum..Unknownnoreply@blogger.comBlogger40125tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-79496914792718013452012-08-15T10:47:00.000+03:002012-08-15T10:47:21.656+03:00DoodleSize uzun zamandır merak ettiğim, ama araştırmayı hep ertelediğim ve sonunda ben araştırmadan kucağıma düşen bir konuyu paylaşmak istedim. Belki sizden biri de benim gibi tembellik etmiş, merakını bastırmadan bu anı beklemiştir:) Ben bu yazıda en çok Ryan Germick'in egolarından arınmış, kabullenilmiş rahatlığını sevdim şu cümlesiyle: "İnsan aklı bir şeyin yüz milyonlarca kişi tarafından nasıl yorumlanacağını kavramak üzere tasarlanmamıştır."<br />
<br />
<strong>Doodle'lar kimin eseri?<br />Google'da arama yapmadan önce açılan ana sayfada görülen resimler kimin eseri?</strong><br />Doodle'cıların sayısı, iki elin parmağı kadar ve ABD'nin California eyaletinde çalışıyorlar.<br />Ekibin "yaratıcı önderi" Ryan Germick, şekillerin bu kadar geniş bir kitleye ulaştığı düşüncesine fazla takılmadığını söylüyor.<br />"İnsan aklı" diyor "Bir şeyin yüz milyonlarca kişi tarafından nasıl yorumlanacağını kavramak üzere tasarlanmamıştır."<br />"Ben daha çok çalışma arkadaşlarımı güldürüp güldüremediğime ya da yeni bir teknik öğretip öğretemediğime bakıyorum. Durum öyle ise, işimi yapmışım demektir."<br />"Sanat ve teknolojiyi en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyoruz."<br />Germick, kendilerini sanatçı ya da tasarımcı olarak sınıflandırmadıklarını ekleyerek şöyle devam ediyor:<br />"Biz, eğlence, sanat, teknoloji ve grafik tasarımın sınır hattını oluşturuyoruz. Bu hatlar çoğu zaman bulanıktır."<br /><br /><strong>'Temalar, Google kültürüyle ilgili'</strong><br />Germick, ekibin sınırlı kaynaklarla azami keyfi üretmeye çalıştığını söylüyor.<br />Bir dönem doodle'ların büyük bölümünden sorumlu olan Dennis Hwang artık başka işlere yönelmiş.<br />Hangi ürünün ekibin hangi üyesine ait olduğu çoğu zaman belirtilmiyor.<br />Germick, "İş, birey olarak bizim kim olduğumuzla değil, google'un kültür olarak ne olduğuyla ilgili" diyor.<br />Üretim sürecinin teknik kısmında çalışanlar çoğu zaman "yüzde 20 vardiya" esasıyla çalışıyor.<br />Bu, esas olarak başka iş yapanların vardiyalarının beşte birini belli bir projeye ayırmalarını öngörüyor.<br /><br />Kaynak: <a href="http://www.milliyet.com.tr/">www.milliyet.com.tr</a><br />
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-46190217590924176012012-08-07T11:14:00.001+03:002012-08-07T17:12:59.544+03:00Sessiz KalmayalımBugün yaşadığım bir olayı paylaşmak istiyorum sizinle. Belki de sizi de teşvik edebilmek, elele tutuşabilmek için. Hayatımda böylesi ilk defa başıma geldiği için belki, ben kollarımı birleştirip sessiz kalmayı reddediyorum.<br />
<br />
İstanbul'da yaşayalı bir buçuk ay kadar oluyor. Benim büyük şehir tanımım İzmir'le sınırlı. Belki daha medeni bir şehir olduğundan belki de benim yaşadığım semtten ve güvenilir esnaflardan dolayı çok alışkın değilim dikkat edilmesi gerekenlere. Sabah erken saatte parkta yürümemek de bu dikkat edilmesi gerekenlerden biriymiş.<br />
<br />
Yaşadığım yer çok güzel bir mahalle bana soracak olursanız. Sabahları çay bahçesinde (kahvehane mi demeliyim?) kadın-erkek ayrımı yapmaksızın oturulabilen, akşam parkında küçük şenliklerin yapıldığı, modern giyimli insanların yaşadığı ve açıkcası ev kiralarının da biraz tuzlu olduğu bir mahalle burası. Esnafı saygılı, yardımsever; sokak köpekleri ev köpeklerinden bile koruyucu ve sevimli.<br />
<br />
Mesaim 7:30'da başlıyor ve işyerim Hadımköy'de. Beşiktaş'tan servise bindiğim için 6:30'da evden çıkmış olmam gerekiyor ki 6:40'ta ana caddeden geçen servise binebileyim. O saatte bildiğim tek açık olan yer evden 50-60 adım ilerde olan ekmek fırını. Benim için uygun olan ise hemen apartmanın önünde kapısı olan parkın ortasından geçerek hızlıca caddeye ulaşabilmek. Bazı önyargılı ve suçlayıcı olabilecek okurlara cevaben belirtmek isterim ki, çok gösterişli, dekolteli kıyafetler giyen biri değilim. Hatta makyajımı bile ofise varınca yaparım ki bence bu detaylar aslında kimseyi ilgilendirmemeli. <br />
<br />
Bu sabah evden çıkıp yine parkın ortasından geçerken karşımdan 15-16 yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim bir erkek geçti. Kılık kıyafetinin düzgün olduğunu düşündüğüm için çok endişelenmemiştim ama bana çok yakın geçerken biraz tedirgin oldum. Yanımdan geçtikten birkaç adım sonra 'Abla kağıt düşürdün' dedi. Ben de kibarlığının üzerine yanımdan geçerken ki tedirginliğime mahcup olarak döndüm ve alarak teşekkür ettim. Arkamı dönüp tekrar yoluma devam edecektim ki bana ağızlara alınmayacak çirkin bir cümle kurdu bana verdiği kağıtla yapabileceklerim hakkında. Ben bunun üzerine sinirlenerek, ama elimden birşey gelmeyerek hiç sesimi çıkarmadan hızlıca yoluma devam ettim. Yolumu yarılamıştım ki arkamdan koşar adımlar duydum. O kadar korkmuştum ki arkama bile bakamadan ben de parkın sonuna doğru koşmaya başladım ve sokağa çıktığım anda karşıdan gelen bir taksi olduğunu gördüm. Bu durumdan güç alarak durdum ve arkamı döndüm taksinin de beni gördüğüne emin olarak. Arkamdan koşanın bu çocuk olduğunu farkettim. Ben durunca o da durdu ve bana bakarken taksi yanıma yanaştı. Ben taksiciye beni rahatsız ettiğini söyledim ve bu genç tahmin edersiniz ki başka yöne doğru koşmaya başladı. Bunun üzerine o olayın şokuyla taksiye atladım ve taksici sağolsun beni servise bineceğim yere kadar bıraktı. Ve tembihledi : 'Aman ha kızım, sakın parkın içinden geçme!'.<br />
<br />
Şimdi benim içim korku dolu; düşünüyorum. Ben parkın içinden geçmedim diyelim, sokaklardan geçerken zaten tüm esnafın kepenkleri kapalı, dışarıda duyulan tek ses köpek havlamasıysa ben nasıl güvende olabilirim? Bu genç (eğer kafası çalışıyorsa) benim bu semtte yaşadığımı ve bu saatte işe gittiğimi anlamış olmalı, bu durumda ertesi gün ya da ilerleyen günlerde yine yoluma çıkabilir mi?<br />
<br />
Benim bu noktada aklıma gelen tek şey, akşam iş çıkışı hemen gidip biber gazı almak ki açıkcası beni ne kadar koruyacağını bilmiyorum. Aklıma biber gazını sıkarken rüzgar varsa ve gaz benim yüzüme gelirse gibi paranoyak, komik senaryolar bile geliyor ve ben gülmüyorum. Karate kursuna yazılsam, herhalde bana bir gecede birini nasıl alt edeceğimi öğretemezler, koruma tutsam baya pahalıya gelir diye düşünüyorum :) Ben de acınacak halim(iz)e gülüyorum inanın. Ama insan kendini bu noktada o kadar çaresiz hissediyor ki.<br />
<br />
Ben sessiz kalmayı reddettim, belki de hiçbir gelişme olmayacağını bile bile Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne dilekçemi verdim. Lütfen siz de benim gibi başınıza buna benzer bir olay yaşadığınızda kayıtsız kalmayın. Nasılsa hiçbir şey değişmeyecek demeyin ve 2 dakikanızı kendiniz için ve tüm kadınlar için bu önemli konuya ayırın ve dilekçenizi gönderin. Üstelik bunun için tek yapmanız gereken <a href="http://iem.gov.tr/iem/index.php?menu_id=34&islem=3#bas">bu linke</a> tıklamak ve imzalı dilekçenizi ekleyerek şikayette bulunmak. Ben inanıyorum ki sessiz kalmazsak çok daha güvenli bir yerde yaşayabiliriz.<br />
<br />
Tacizsiz, güvenli günler dilerim :)<br />
<br />Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-13889657720915022622012-05-07T14:29:00.001+03:002012-05-07T14:29:50.599+03:00Kafamın içinde çalan radyodan namelerDedin ki: 'Bize bi şey olmaz ben korurum.Birimiz ölecek olsa o ben olurum.'<br />
<br />
Bir an durdum hersey durdu.Dedim: 'Korktum, ama gecer. Aşkımız var, gücümüz var, yıllarımız var bize yeter.'<br />
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-19380480388750502852012-05-02T18:18:00.000+03:002012-05-02T19:13:43.451+03:00kissadan hisse<br />
<div style="color: #646464; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px;">
<span style="background-color: white; font-family: Verdana;">Sevgi, seni olduğun gibi kabul ediyorum ve böylece seviyorum diyebilmektir. Onu kontrol etmeden sevebilmektir;</span></div>
<div style="color: #646464; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px;">
<span style="background-color: white; font-family: Verdana;"><br /></span></div>
<div style="color: #646464; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px;">
<span style="background-color: white; font-family: Verdana;">Şükran, hayatıma girdiğin ve bana yeni hayat dersleri öğrettiğin için, ruhsal gelişimime katkıda bulunduğun ve yaşattığın tüm güzel anılar için teşekkür ederim diyebilmektir;</span></div>
<div style="color: #646464; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px;">
<span style="background-color: white; font-family: Verdana;"><br /></span></div>
<div style="color: #646464; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px;">
<span style="background-color: white; font-family: Verdana;">Saygı ise, onu değiştirmeye çalışmadan, olduğu gibi hiç kontrolsüzce kabul etmek, varlığına, seçimlerine, davranışlarına saygı gösterebilmektir. Öyle ya, her insanın ruhu yücedir. Eğer bu şekilde davranmayı seçiyorsa, biz kim oluyoruz da onu değiştirmeye çalışıyoruz ki? Karşımızdaki kişinin yaşam dersi almasına zorla vesile olamayız;</span></div>
<div style="color: #646464; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px;">
<span style="background-color: white; font-family: Verdana;"><br /></span></div>
<div style="color: #646464; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px;">
<span style="background-color: white; font-family: Verdana;">diyorum, edebilesiyorum. Pazarlamanin 4P'si gibi bu da benim 3S'im olsunmus o zaman :)</span></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-35376776681753272002012-04-29T21:59:00.000+03:002012-04-29T21:59:04.040+03:00Sana soylemek istiyorum. Cok uzun zaman oldu. Gorusmeyeli hele daha da cok. Sen bu blogu okuyor musun hala, kim bilir? Belki hic gormeyeceksin bu yazimi, belki yillar sonra.<br />
Belki bir gun okursun, ya da hissedersin bu yazimla icimdeki duyguyu.<br />
Cok mutluyum senin icin! Gordum ki evlenmissin. Esin o kadar tatli biri gibi gorunuyor ki resimlerden. Siz birbirinize o kadar yakismissiniz ki. Size bakinca anladim ki insan elbet buluyor istedigini.<br />
O kadar uzulmuslugu, kalp kirikligi bosunaymis meger diyor. Keske dogru insanin O olduguna kendini bu kadar inandirmasa kendini. Asil dogru aslinda sen O kafanda bittiginde cikicak,bunu bi bilse!<br />
Sen gordum ki kendi dogrunu bulmussun, ve ben senin adina o kadar seviniyorum ki. Cunku sen degerliydin benim icin ve ben seni uzmeyi hic istemedim.<br />
Dilerim ben de dogrumu bulurum, ya da o beni bulur!Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-25509870875502299522012-04-29T21:47:00.001+03:002012-04-29T21:50:42.861+03:00Actim blogumu bugun uzun aradan sonra ilk defa. Var bi sebebi, icimdeki huzursuzluk duygusu yuzunden. Icimdekileri bir bir dokmek istedim, kendimle paylasmak istedim belki. Icimde var bi karanlik ya da golge. Bloga gunluk muamelesi yapan bir ben miyim a dostlar?<br />
<div>
<br />
<div>
Kis kis kotu duygular! Ne guzel ben kac aydir cok iyiydim. Dedemin vefati disinda, beni derinden yaralayan birsey yoktu ve aglamamistim. Kucuk seyleri gormuyordum bile ki keyfimi kacirsinlardi. Ne geri geldi, ben hangi uzerini orttugum tozlarin bulutlarinin icine girdim simdi de keyifsizim bugun? Canimi kucuk seylerin sikmasina izin veriyorum; hatta icimi kucuk kucuk dislemesine.</div>
</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Galiba ben kendimle sinir cizemedim. Hala bilemiyorum bana neyin iyi geldigini zaman zaman. Karistiriyorum, birileri olunca etrafimda hep unuturum daha iyiye giderim saniyorum. Yalnimdayken sevdigim ama yokken hemen unutup korktugum yalnizligimdan niye kaciyorum ki bu kadar. Kacmiyim diye cebimde biriktirdigim dostlar degil bazen bana iyi gelen,kendimim. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Dinlemiyorum bazen, dusuncelerimi karanlik odalara kapatiyorum. SUSUN diyorum, sebebini ben bile bilmiyorum ustelik. Soyleyecekleri kirar mi ki beni, nedir cekindigim? Halbuki onlar beni rahatlatmak icin burdalar. Onlari dinlemeden nasil ben olucam? Nasil batmis dikenlerimi farkedicem? Kendimde actigim yaralarda gul bitiricem? </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ben yine sebepsiz kactim kendimden dostlar. 1 gun de olsa o kacis beni ikiye boldu, kafami allak bullak etti. Ben yarin hemen kavusiyim kendime ki yine ben olayim, yine mutlu olayim.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-67925561879175824992011-06-12T13:56:00.002+03:002011-06-13T14:27:17.122+03:00hakkinda herseyi duymak istiyorumGunume enerji katti yine Nil. Ne zaman bi yazisini okusam, ne zaman bi sarkisini duysam 'Oha beni annatiyor nan' diye kendimi guya ozel hissettigim, sanki her 10 kadindan en az 7si benim gibi hissetmiyormus gibi 'Nil'le tanissam var yaaaa' ile baslayan hayaller kuran klise birine donusuyorum.<br />
<br />
Yeni single ini da ayni duygularla dinledim.<br />
<br />
<b>UYARI : Burdan itibaren kimine gore iyyyyykk, kimine gore vicik vicik, kime gore ay ne datlu, kime gore cok romantik, sevgilisini anlatan bi kizin dramini okuyacaksiniz... Sayfanin altindaki playlisti acarak okumaniz gerekmektedir...</b><br />
<br />
Hakkinda herseyi duymak istiyorum. Yatiriyim kucagima ben tv izlerken o sanki ben duymuyormuscasina doksun icindekileri. Hayatim sanki ondan once yokmus ben onunla dogmusum gibi hissediyorum.<br />
<br />
<i>Ben O'nunlayken :</i><br />
Onunla her havaalani karsilasmamizda 'gumgum gumgum atma kalbim, atma soyle, duyulur disardan';<br />
hirsli kavgalarimizda 'cikcikcikcik deme oyle, onu soyleme, kork cevabimdan';<br />
parkta cimlerde basim omzunda kitap okurken 'mhhhhmmhhhh kokma soyle, kokma boyle, cik ruzgarimdan';<br />
gozumu actigimda bana bakan gozlerini gordugumde 'dur dur dur dur dur bakma oyle, yapma boyle, cik damarimdan'<br />
kalbini cok kirdiysam her saniye arayip 'yok yok yok yok yapma boyle, gitmem yanindan'<br />
<i>demek istiyorum.</i><br />
<br />
Sinava calisirken kutuphanede, tahtaya kalmis 50 kisiye sunum yaparken, parkta yayilmis kitapta kaldigim yerin kosesini kivirirken, bi arkadasimin terasinda salincakta usuyup uzerime ince bi sal orterken, aksamlari puzzle in en can alici parcasini yerlestirirken, saatlerin nasi akip gectigini anlamadigim alisveris seruvenlerimin sonunda cok acildigimi fark edip cocuk gibi utanctan kizardigimda, yolda yururken gunun ilk yagmur damlasinin yere dusmus izini gordugumde, arkadaslarimla bir kafede kahkahalarla gulerken, herseyim belirsiz nooolucam ben diye umutsuzluga kapilmisken, tum gun inanilmaz yorulup yataga ilk uzandigimda uykuya dalmadan, zamana karsi yaristigim sinavlarda, evde yalniz muzigin sesini acip bagira bagira sarki soyleyip dans ederken, gergin oldugumda farkinda olmadan ayak bas parmagimi hareket ettirirken aklimda hep yine gormek, yine opmek, yine sarilmak, yine koklamak, yine yine yine..<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div>Bu ask degil de nedir ?Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-14546402939714660812011-04-11T21:40:00.002+03:002011-04-11T21:40:51.661+03:00Kaygilar, Korkular, SikintilarIste yine geldim. Kendimi en guzel hissettigim yerdeyim, en herseyi basarabilir miyim celiskili, cok mutluyum hallerinin sik yasandigi. Sevgilimin omzunda basim, avcunun icinde elim, dizinin yaninda dizim var. Hayat onun yaninda hem cok karisik hem cok guvenli. Ama bazen o herseyi basarabilir de ben de ondan az kalmamaliyim ruh halinin hakim oldugu bir hayat. Neyse bunu baska zaman anlatirim.<br />
<br />
Londraya gelmeden sarar beni bir gerginlik. Depresyon halleri adim adim gozlenir. Ama enteresan bi depresyon bu. Hem neseli, surekli gulumser ifadeli ama surekli uykusu gelen, havaalaninda basina gelecekleri dusunmekten kacmak icin. Bunun icin haftasonu sanirim sadece 4-5 saat uyanik kaldim. Uyanik kaldigim zamanlarda da dusuncelerimi kovusturmak icin ya surukleyici bir film izledim ya da kitap okudum.<br />
<br />
Ingilizce bana hala yabanci oldugundandir bu tedirginlik. Londra ucagina bininceye kadar gidecekmiyim diye gerilir bu beden. ucaga bindigimde ise aman hostes bana o muthis ingiliz aksaniyla bisey ikram etmesin diye uyuklama, kafasini kitabindan kaldirmama haliyle devam eder. Pencereden disari bakarim yemyesil piril piril gokyuzu, ama pesimist gunumdeyim ya deniz bile guzel gorunmez gozume. Istanbul der pit diye hizlanir kalbim. Buranin denizi de avrupa insani gibi sakin. Sanki uzeri beyaz benekli mavi hali sermissin gibi durgun. Uzerine de oyuncak gemiler koymussun gibi yapmacik. Ama hakkini yememeliyim yemyesil bir ulke burasi. Hani diger ulkelere giderken(gerci tum dunyayi gezmedim ama) duz araziler gorursun ya kahverengi ve yesil tonlu, ama surulmus araziler uzerinde 1 tane bile agac olmayan. Iste burda oyle arazi bulmak zor. ortasinde 1 tane agac olan yine de agac var dedirten araziler gordum. Ama bu yemyesil manzaraya bakarken bile ucak yere biraz daha yaklastikca surekli beni uyaran korkum yanibasimdan hic kalkmadi: Acaba bu kadar yuksekten dussek olur muyuz ?<br />
<br />
Tam "oh be!" sonunda indik derken gunlerdir beni uykulardan uykulara tasiyan asil korkuyla yuzlesiyorum. Mulakat gibi tum mimiklerimi geren pasaport kontrolu. Bu pasaport kontrolu diger avrupa ulkelerine benzemez. Senle ilgili tuvalete gunde ne siklikla cikarsinizvari sorularla yuzlesirsiniz bu kontrolde. Gorevlisine gore sorular gittikce kisisellesebilir. Ingilizceye ne kadar yabanci oldugumla ve daha kac firin ekmek yemek gerektiyle, coook eksigim anne coook diye icimdeki cocugu avaz avaz bagirttigim anla yuzlesirim o an. Iste yine bi gorevlinin karsisindayim. Inceliyorum sira bana gelmeden once uzaktan, acaba cok mu soru soracak? Neyse sen sakin ol ne bu gerginlik, sakin titreyim deme mahvederim seni. Ingilizceden ne kadar cekindigim ilk kelimeden belli: Bogaz temizlenmeden once cikan ciliz Hello. Bu sefer gorevli 3-5 formalite sorusuyla basiyor pasaportuma damgayi, ozgurum! Trene binip eli cicekli sevgilime kavusuyorum. Ama aklim soru isaretli, nasi gececek bu Londra tatili ? Iyi calisabilecek miyim, iste ana kaygim bu. Ama geldim ya bu sehre, kavustum ya sevdigime, icimde derin bir huzur. Oturdum bir restorana sarabimi yudumlarken sevgilimin is cikisini bekliyorum. Ama o soru isareti aklimdan hic gitmiyor. Ilerleyen gunlerde gorucez bakalim, bana bol sans o zaman.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-24840234199615702892011-01-04T23:13:00.000+02:002011-01-04T23:13:06.752+02:00Bir gelmis Bir gitmis31 Aralikta yeni yila saatler kala ben hala yatagimdan cikmamisken, belki cikamamisken, belki de bugun noolur ben uyuyim bi an once 1 ocak olsun diye dusuncemden yataga cakilip kalmisken 2010da neler yasadigimi dusundum. Icimde derin bir yoklama cektim.<br />
<br />
Neler getirdi 2010, neler goturdu, ben nelerden vazgectim, neler benden vazgecti, ruh halimde ne gibi donusumler yasandi, hayat bana ne gibi kaziklari atti, yasamak istemedigim ne gibi seyler yasadim, bu yil beni neler heyecanlandirdi, korkudan zangir zangir titredim mi hic, ya da hickirmaktan; elim ayagim buz kesmis mi heyecandan, bu sene eskisine gore daha mi cok merak etmisim kendimi, yoksa iyice vaz mi gecmisim sorgulamaktan beni; kahkahalarla gulebilmis miyim bu sene yeterince; daha dik durabiliyor muyum hayata karsi; hedeflerim ne kadar degisti ve onlari ne kadar uygulayabildim; ne kadar sert basabildim su yeryuzune; insanlari kirmamak adina kendimden ne kadar odun verdim, ne kadar bencil davranabildim yer yer narsist?...<br />
<br />
Bunlarin hepsini dusunurken kendimi iyice karisti kafam. Hic birine net bir cevap bulamamaktan, kafamda o uzun zamandir hic gitmeyen sisten dolayi.<br />
<br />
Boylece yariladik gunu, kalktik yatagimizdan. Aileden birinci derece yakinlar arandi, iyi, mutlu olduguma dair herkes ikna edildi. Cunku herkes ortak bir sorunda toplanmisti: bu geceyi neden yalniz basima evde geciriyordum? Depresyonde miydim yoksa? Biseye cok mu uzulmustum?<br />
<br />
Bunun cevabi tabiki 1 cumle degil.Yillardir yilbasini beraber kutlayalim dedigim cok sevdigim arkadasimla olmanin verdigi heyecanla bir cirpida aldigim bileti son anda gelen yikici aile darbesiyle yaktigimdan; varan 1. Ki galiba bu en agiriydi. Sevdigimin yanimda olmayisi;varan 2; ki buna yine 1 aydan uzun suredir kendimi hazirlamistim. Hayatimda bi suredir istedigim gibi gitmeyen seyler olusu; varan 3; ki bu da en yorucu olan sebepti.<br />
<br />
A dostlar! Bu yila yapayalniz bilgisayarimin karsisinda NTV nostaljik duetleri izleyerek girdim. Daha kotu yilbaslarim oldu demeyi o kadar isterdim ki. <br />
<br />
Tek avuntum seneye bunun acisini cikarmaktaki kararliligim..<br />
<br />
Saglikli, huzurlu yillaarUnknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-85776443734278172972010-11-06T11:17:00.001+02:002010-11-06T11:22:39.954+02:00kararcok zor gunler gecti son bikac ayda hayatim..<br />
hersey daha kolay olur sanmistim<br />
yoluna girmeye basladi<br />
artik sorun edebilecek ne var ki demistim kendi kendime<br />
<br />
gorundugu gibi olmadi hicbisey<br />
yine sasirtti beni hayat, yaniltti<br />
canimi acitti ardarda<br />
gunlerce gece uykularimdan uyandirdi<br />
hergun guldurdu ama icim ciz ederek<br />
ve hergun aglatti<br />
<br />
kontrolu ele alamadim ben hayatimda hicbir zaman<br />
kandirdim kendimi hersey benim elimde diye<br />
kendi kararlarimi kendimin verdigini zannederek<br />
ve bagimsiz oldugumu dusunerek<br />
<br />
yalandi bunlarin her biri inkar ettim<br />
buyumek istedim hep onu da beceremedim<br />
belki de hic istemedim<br />
saflik gidecekti cunku zayifliklar istekler degisecekti<br />
<br />
ama su son 1 aydir<br />
galiba artik buyuyorum ben<br />
duygusuzlasmamdan anladim bunu<br />
artik kolay aglayamamamdan<br />
artik insanlari cok umursamamamdan<br />
kimseye cok deger vermememden<br />
<br />
dusunuyorum gece yatarken bu iyi mi<br />
buyumesemiydim diyorum<br />
ama kucukken meger hayat daha zormus sanilanin aksine<br />
buyuyunce duygular azalinca daha az aciyormus insanin cani<br />
<br />
insan buyuyunce kendi hakkinda cok dusunmek istemezmis meger<br />
bense aksi oldugunu sanirdim<br />
dusundukce daha da dusmek cocuk kalmaktan gelirmis<br />
artik dusunmedigimden anladim<br />
<br />
hayatimda tutunacagim insanlar olsun destegim olsun<br />
demek de kucuk kalmakmis<br />
bense yanindakilerle buyursun sanirdim<br />
meger aksiymis buyumek <br />
artik coguyla gorusmememden anladim<br />
<br />
insan buyuyunce acimasizlasirmis<br />
gordum bunu kendimde<br />
ama artik daha mantikla hareket edermis<br />
duygulari yuz kere bin kere yap dese de<br />
hicbir zaman agir basamazmis<br />
<br />
ne istedigini bilmek buyumekmis<br />
caresiz kalmazmissin cirpinmazmissin artik<br />
ne yapmaliyim basarmak icin diye kivranmazmissin<br />
kendimi dogru yolda ilerlerken buldugumda anladim<br />
<br />
dogru karar asil buyuyunce verilirmis<br />
buyumenin tek guzel yani belki de bu <br />
alinca duydugum tatminden anladim<br />
karsi tarafi o an ne kadar uzsen de<br />
ilerde herkes icin en iyisini vermis oldugunu bilmendenUnknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-9927297977162009012010-10-31T11:00:00.001+02:002010-10-31T11:04:15.286+02:00karmasadisariya neseli, hayat dolu gorunmekten bitkin.<br />
<br />
bunu kendime inandirmaya calismaktan yitik.<br />
<br />
anlik gercekle yuzlesmede ise bunlarin maskelerden ibaret olduguna dair, bitik.<br />
<br />
dusunuyorum da bazen gercekten keyif alabiliyor muyum hayattan ?<br />
<br />
hep o arayisim mi devam edecek yoksa tatminsizligim ama en onemlisi isteksizligim mi.<br />
<br />
herseye sahip olmaya mi calismak benimkisi yoksa aslinda azla yetinmeye mi cabalamak<br />
<br />
yoksa bu ikisini de basaramadigim icin kendimi kaybetmem mi<br />
<br />
aramaya basladigimda derinlere dalmam mi<br />
<br />
her dalisimda yuzlestigim zayifliklarim mi bana daha cok maskeler taktiran ?<br />
<br />
bi gun aslinda hedeflediklerim, umutlarim gerceklestiginde bitecek mi ?<br />
<br />
daha eklenecek sey cok, ama sen don yine dusuncelerine, yeniden kaybolUnknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-29137022363263806402010-09-27T18:50:00.000+03:002010-09-27T18:50:54.650+03:00Sersem tavuk ?evet o benim !<br />
<br />
zaman zaman.. ama özellikle bugün !<br />
<br />
nallahım meğer bişeyi kendi çabanla öğrenmek ne zormuş !<br />
<br />
okulumun 7 yıllık eğitim sürecinde bize almanca dışında tek kelime bile öğretmemesine mi yanıyım, yoksa 5 senedir bir gün mutlaka ihtiyacım olacağını bile bile herhangi bi kursa gitmememe mi ? bunun yanında bir de almanca belam vardı bir zamanlar onu da unutmamalıyım elbet.<br />
<br />
okul hayatım boyunca neden bugüne kadar herhangi bir derse bilerek başlayamıyorum ?!<br />
<br />
bu öğrencilik hayatında sadece benim başıma gelen bişey mi, yoksa aslında okurken herkes bu dertten müzdarip mi acep ?<br />
<br />
zaten yeteri kadar zorlayan derslerimin yanına ingilizce derslerim eklenmeseydi ne olurdu ?<br />
<br />
hayat çoğu zaman bana mı zor ? yoksa aslında herkes dertli mi ?<br />
<br />
yoksa ben çok mu pinpirik bi insanım ya da sorunlu belki biraz da panik ?!?<br />
<br />
herşeyin başı aslında disiplinli çalışmadan geçiyor tabii, yok öyle armut piş ağzıma düş ırmak hanım !!<br />
<br />
vay efendim ben bi kere okuyım bilgiler kafama giriversin. hiç kelime ezberlememe gerek kalmasın. yok efendim 1 saatte bi kitabı yarılayıveriyim falan... sen dalga mı geçiyorsun ?!<br />
<br />
evet yine bi yazıya başladım ve yine yüzleştim kendimle. huff sanırım tembel bi öğrenciyim ben. ya da tembel olmaya eğimli.<br />
<br />
ya da yaşadığım zorlukların içinde bi kolaylık bekleyen bir zavallı ? çok drama bağladım di mi yine : )<br />
<br />
umarım bir gün disiplinli kendine güvenen tek başına ayakları üzerinde durabilen bi insan olmayı başarıcam. sübaneke dinimiz aminUnknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-74009719972201914622010-09-25T19:53:00.000+03:002010-09-25T19:53:07.787+03:00soruşu hayata dair ayırdığım düşünme payını biraz da derse yoğunlaşarak geçirseydim :<br />
<br />
şu anda tıp fakultesi son senemde<br />
gayet başarılı<br />
almancasını oldukça ilerletmiş<br />
buna bi de ingilizceyi katmış<br />
sosyal etkinliklerinden de kalmayan<br />
geniş bi arkadaş çevresine sahip<br />
<br />
bi insan olur muydum ?Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-55204731753527529262010-09-25T12:51:00.002+03:002010-09-25T12:51:38.149+03:00<b><span style="color: black;">Güneşim ayım sana ışık olsun<br />
<br />
Sıcak kumum yoluna acık olsun<br />
<br />
Okşarım tenini rüzgarlarımla<br />
<br />
Susuz kaldı sularım dudaklarına<br />
<br />
Ah o gözlerin<br />
<br />
Arasin beni ,izlesin ,peşime düşsün<br />
<br />
Ah o dudakların<br />
<br />
Gelsin, bulsun,tatsın ve öpsün beni<br />
<br />
<br />
Al bulutlarım sana yatak olsun<br />
<br />
Yumuşacık sessizce üstünü örtsün<br />
<br />
Ateşim aşkına kıvılcım olsun<br />
</span><br />
Sonsuz yansın yüreğinde hayata doysun</b>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-73395879406903988332010-09-20T23:55:00.000+03:002010-09-20T23:55:20.405+03:00imdat !insan bazen dinlenmek istiyor ya, uzaklaşayım, bambaşka biyerde soluklanayım, oraya özgü şeyleri tadayım, hiçbişey düşünmeden sadece uzaklara dalayım ve kitap okuyayım..<br />
<br />
ben bu isteğe çok nadir giren ama çoğu zaman kendimi dinlenir bi modda bulan ve uzun süre de bu moddan çıkamayan saçma sapan bi insan olabiliyorum bazen!<br />
<br />
bu yaz da sanırım yaptığım buydu!<br />
<br />
insan neden görüştüğü pek fazla arkadaşı orada olmamasına rağmen ( hatta görüştüğü bir avuç arkadaşlarıyla bile çoğu zaman görüşmemesine) neden ısrarla 2 ay boyunca(son uzun tatili bu olmasına rağmen) fethiyede kalsın ? üstelik 1 sene boyunca ailesini görmemişken ve ailesi bu 2 ayın büyük bi kısmında izmirdeyken.<br />
<br />
ben bile bazen kendimi çözemiyorken ( belki de kendimi kendime itiraf edemiyorken ) insanlar beni nasıl çözsün ( ya da çözmek istesin ) ?!<br />
<br />
işin asıl garip kısmı da sıkılmadım. yalnız kaldım kocaman evde, yalnız uyudum. bol bol kendimi dinledim mi, sanırım dinledim ama bilmediğim çok bişey söylemedim. sadece gördüm ki gururlanır oldum eskiye nazaran,ama çok daha yerer de oldum. hiç okumadığım kadar kitap okudum. sorumluluğumu yitirmedim dersime çalıştım. her sabah yüzdüm, zaman zaman önce koşup sonra yüzdüm. hatta tenise geri döndüm. bol bol oynadım.<br />
<br />
bu yaz en sakin ama sanırım en aktif yazımdı. ama bana yine yetmedi 'ben'. yine tatmin olamadım kendimle. yaptıklarım yine az göründü gözüme.<br />
<br />
şimdi viyanada kütüphaneme geri döndüm. notlarım iyi olmasına rağmen yine yetmiyor çalışmam kendime.<br />
<br />
insan sorumluluk aldıkça daha sorumlu hissediyor kendini. bu sorumluluk hissi de bu noktaya taşıyor olsa gerek hayatı.<br />
<br />
şimdi şu yazdığım bile ne kadar boş ama benim için bi o kadar dolu. ama bu düşüncelerimden size ne ki ?<br />
<br />
bi süre yüzleşme süresi, benden yazıda uyum beklemeyin. e dün ne diyordu bugünkü bu ruh hali ne alaka demeyin.<br />
<br />
siz hep sevgiyle kalınUnknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-69880763674987754032010-09-18T19:42:00.000+03:002010-09-18T19:42:22.095+03:00ağlıyoryakarıyor kendine, yüzleş içindekilerle diye.<br />
<br />
zaman duyguları bi kenara bırakma zamanı.<br />
<br />
bazen anna wintour olmak istiyorum.<br />
<br />
gerçekleri görmekten niye kaçıyorum bu kadar ?<br />
<br />
öfkeme mi yenik düşünüyorum yoksa üzüntüme mi ?<br />
<br />
şu hayatta en zor şey insanın kendiyle konuşması<br />
<br />
en kolay şey kendini bu kadar iyi tanımana rağmen kandırabilmek<br />
<br />
büyü artık diye haykırmak istiyorum bazen<br />
<br />
büyü artık ağlama !Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-90347852482928085522010-09-18T18:32:00.000+03:002010-09-18T18:32:39.003+03:00Yeniye DönüşBazen içinizde küçük bi çocukla karşılaşıyor musunuz ?<br />
<br />
Minik elli, masumca size dogru cevrilmis gozleri.<br />
<br />
Urkmus nedense, bugune kadar neler gormusse sizinle beraber. <br />
<br />
Ama buyumemek icin israrli, yasamis ama korkmus, pısmıs bi cocuk olarak kalmayi surdurmus icinizde. <br />
<br />
Bu yuzden hic olgun davranamiyor. Yasadiklarinizdan cikardigi tek ders herseye bi adim geri durmak. Gerekirse hic biseye bulasmamak, kimseyle konusmamak, hicbir seye dahil olmamak. <br />
<br />
Sokaga dahi cikmak istemiyor bu cocuk bazen. Sanki tutup kacirivericekler adim atarsa, hirpaliycaklar sanki, alay edicekler belki diye.<br />
<br />
O kadar zavalli ki tanimadigi insanlarin yaninda suskun. Sanki tek kelime ederse gulecek herkes ona. <br />
<br />
O kadar zavalli ki daha once hic gitmedigi bi yerde cok yabanci hisli. Sanki bi soz soylese herkes anlayacak ve yadirgiycak onu, reddedecek.<br />
<br />
O kadar zavalli ki bazen sevilmemekten, onemsenmemekten, saygi duyulmamaktan oyle korkuyor ki.<br />
<br />
Bazen icinizde boyle bi cocukla karsilasiyor musunuz?Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-15273313399822747872010-07-01T20:59:00.003+03:002010-07-01T21:47:55.313+03:00Devam<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0lT7w5_cc7X_T8_CbU68G_tnz4sogD70oQoNkH8DXYA_IWL8BSST0As-7DQzAXMBQECieR79gsF5lbDokgBP-D_qzPGv1R_lXpIVXB2224k8M0pjMONvEr5r7RDS9lke3dHHpCm9nlDnJ/s1600/b.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0lT7w5_cc7X_T8_CbU68G_tnz4sogD70oQoNkH8DXYA_IWL8BSST0As-7DQzAXMBQECieR79gsF5lbDokgBP-D_qzPGv1R_lXpIVXB2224k8M0pjMONvEr5r7RDS9lke3dHHpCm9nlDnJ/s320/b.jpg" /></a></div>Yeniden ben..<br />
<br />
Uzun zaman oldu..<br />
<br />
Bu süreçte ne mi oldu ? Kendimi yepyeni bir hayatta buldum, hatta yepyeni bir dünyada.<br />
<br />
Çok küçükmüşüm, büyüdüm.<br />
<br />
Daha öğrenmem gereken çok şey varmış, ilk adımları attım.<br />
<br />
Büyümem gerekmiş meğer, çabaladım.<br />
<br />
Hayata tutunabilmek için hedefler gerekirmiş, belirledim.<br />
<br />
Yepyeni bir okul, yepyeni bir hayat sundu bana. Yeni bakış açıları.<br />
<br />
Yeni insanlar, yeni görüşler, yeni ortamlar..<br />
<br />
Yeni dünyam o kadar büyük ki, ben içinde bir noktayım.<br />
<br />
Savrulmayı bırakmışım geri dönüp baktığımda, ne demek olduğunu yeni anladım.<br />
<br />
Hayatta bir çizgin olmalıymış, ağzıma sakız olan sözü sonunda uygulamaya başladım.<br />
<br />
Hayatla beraber ben de değiştim, yenilendim.<br />
<br />
Yeni bir sayfa değil yeni bir roman açtım sayfaları boş olan.<br />
<br />
Yazıyorum bir bir isteklerimi, gerçekleşmelerini bekliyorum artık.<br />
<br />
Hayır demeyi de öğrendim, öfkemi kontrol etmeyi de.<br />
<br />
Susmayı bile öğrendim, hatta alttan almayı.<br />
<br />
Daha yol uzun biliyorum.<br />
<br />
Öğrenecek şey çok, o da tamam<br />
<br />
Teşekkür ediyorum sadece beni bu noktaya getiren herkese..Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-399060075559878832009-12-07T23:44:00.001+02:002009-12-08T11:57:57.308+02:00Şimdi Yeni Şeyler Söylemek LazımBugün sabah kalktığımda diğer sabahlardan farksız olduğunu düşünmüştüm günümün. Monoton.. Yorucu.. Ve yer yer sıkıcı..<br />Her nedense telefonumda almış olduğum notları açtım yatağımda hala uzanırken. Kulağıma bi ses bunu yapmamı fısıldamıştı sanki.<br />Notlarımın arasına sıkışmış bi cümleye rastladım, yani bi sese: 'Kolay yol ve doğru yol vardır.' Sanki biri odaklanmamı sağladı o an hayatıma. Biri parmağını şıklattı o an adeta yanımda.<br />Işık hızıyla geçmişime daldım ve geri döndüm. Uzun süredir belki de içimde aradığım söz buydu. Gün içinde çok yoğun olmama rağmen aklımın bi köşesinde döndü durdu bu cümle.<br />Bugüne kadar seçmiş olduğum kolay yolları düşündüm ve tabiiki doğru yolları.<br />Sorguladım kendimi bir süre; üzerinde yürüdüğüm yol kolay mı acaba diye.<br />Bazen kolay yollar aslında doğru yollar mıdır diye düşündüm.<br />Anlamışsınızdır hala cevapları da bulamadım. Belki de itiraf edemiyorum hala kendime.<br />Şimdiye kadar çok kolay yol seçtim bu kesin. Çok da acı veriyor bana bunları bilmek. Bazen de bile bile yapmış olmak.<br />Zaten son zamanlarda içimde duyduğum şey ağırlıklı olarak acı. Biri düzenli aralıklarla beynimin acı lobuna basıyor sanki. Kalbim ona göre siyah akıyor.<br />İnsanın yaşadığı şeyler bazen ağır geliyor. Taşımakta zorlanıyor. Çıkmaza düşmemek için denizin derininden nefesini olabildiğince tutup yüzeye çıkmaya çalışıyor azimle.<br /><br />Çok garip bi yazı oldu bu değil mi ? İçim karışık şu an sevgili okur.<br /><br />Bu 'bana' bi sesleniş aslında aldırmamaya çalışarak. <br />Sorgulamaya, asıl beni açığa çıkarmaya uğraşarak.<br />Belirsizliği aynanın karşısına oturtmaya çabalayarak.<br />İnsanın derinindeki yalnızlığıyla barışmasını sağlayarak..<br /><br />Net günlere!<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-38629860599980751852009-12-01T21:28:00.000+02:002009-12-01T21:28:06.317+02:00...Çocuk...<br />
Sil yüzünden tüm yalanlarını bu şehrin.<br />
Topla kalbini cadde cadde, sokak sokak...<br />
Kazı ayak izlerini birer birer gri kaldırımlarından...<br />
Bakma yüzlerine hiç...<br />
Görme onları...<br />
Çocuk bu kez ağlama...<br />
Bu kez git.<br />
<br />
<br />
Gölgeni, ismini sil yavaş yavaş...<br />
Giderken bu kentten tükür yüzüne yalnızlığının...<br />
Kalbini, kendini sök yavaş yavaş...<br />
Giderken bu kentten sakın ağlama sus...<br />
<br />
Unut!<br />
Ne yaptı sana!<br />
Unut!<br />
Ne söyledi!<br />
Unut!<br />
Ne varsa vazgeçtiğin...<br />
<br />
Yüzünde korkularla...<br />
İçinde çığlıklarla...<br />
Kalbinde simsiyahlar…<br />
Nereye gidiyorsun?<br />
<br />
Hep bu şarkılarla...<br />
Kıymetsiz dualarla...<br />
Utanmaz bir yağmurla…<br />
Nereye gidiyorsun?<br />
<br />
Yolları, duvarları geç yavaş yavaş...<br />
Giderken bu kentten bir piç gibi bırak yalnızlığını...<br />
Ve o siyah saçlarını kes yavaş yavaş...<br />
Giderken, terk ederken savur yüzüne yalnızlığının...<br />
<br />
Ve unut ne yaptı sana!<br />
Unut neler anlattı!<br />
Unut ne varsa vazgeçtiğin!<br />
<br />
Yüzünde korkularla...<br />
İçinde çığlıklarla...<br />
Kalbinde simsiyahlar…<br />
Nereye gidiyorsun?<br />
<br />
Hep bu şarkılarla...<br />
Kıymetsiz dualarla...<br />
Utanmaz bir yağmurla…<br />
Nereye gidiyorsun?<br />
<br />
Yüzünde korkularla...<br />
İçinde çığlıklarla...<br />
Kalbinde simsiyahlar…<br />
Nereye gidiyorsun?<br />
<br />
Bu sahte baharlarla,<br />
Kıymetsiz dualarla...<br />
Utanmaz bir yağmurla…<br />
Yine mi gidiyorsun?<br />
<br />
<br />
Çocuk...<br />
Her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği...<br />
Ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı...<br />
Çevir gökyüzüne başını...<br />
Bakma arkana!<br />
Daha sert basa basa, daha güçlü!<br />
Anlat bu kara şehrin yollarına ak adımlarınla!<br />
Gitmek yenilmek değil kazanmak da!<br />
Gitmek gitmektir işte...<br />
Hepsi bu.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-88359729876986279742009-11-27T14:40:00.000+02:002009-11-27T14:50:48.452+02:00<br /><br /><center><a href='http://picasaweb.google.com/irmakdonmez/BakalMBugunNeDiyorRuhum?authkey=Gv1sRgCJDT56mhi7SmgAE#5408762228070899842'><img src='https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgV26o0NyD7y3HXYZLQX8sk7Y7vimn314I9KIWk5dHT13fvpUdBKJI2Y7aR1Regdt6OZO-aaf4DLcVWg4RYcJ0dq0w6zxOaGQsobYjKBQn_K9zPXOLOoECgGEJL-j-JkI6Yjde_3Gj7knqh/s288/iphone_photo.jpg' border='0' width='251' height='281' style='margin:5px'></a></center><br />Tüm dostlarımın bayramını kutluyorum. <br /><br />- Posted using BlogPress from my iPhone<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-32545179609054826412009-11-26T02:59:00.000+02:002009-11-26T02:59:11.049+02:00Zaman<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiE7R7180voiKqMmCToT23bb2dC0OahPWiGvyfO1nanwnq-zc4xGmkwPJtIDpNWP4VdrXHkeNuGfQr3toRS-ZEBgvstbpRYYobJ5nNzkKra8ojy5Iqtb2IFOJD9GE_obMXNJqWATfJGLpSJ/s1600/annex-hepburn-audrey_022.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiE7R7180voiKqMmCToT23bb2dC0OahPWiGvyfO1nanwnq-zc4xGmkwPJtIDpNWP4VdrXHkeNuGfQr3toRS-ZEBgvstbpRYYobJ5nNzkKra8ojy5Iqtb2IFOJD9GE_obMXNJqWATfJGLpSJ/s200/annex-hepburn-audrey_022.jpg" /></a><br />
</div>Geri dönmeme 2 gün kaldı.<br />
Umarım benim yazmaya duyduğum özlemi siz de okumaya duyuyorsunuzdur.<br />
<br />
Hepinizi çok seviyorum.<br />
Hayatımda olduğunuz için teşekkürler..<br />
<br />
<span class="status-body" title="processed"><span class="entry-content">Unutmayın: bazı şeyler başkalarına sorulacak şey değil, içine bakınca görülecek şey..</span></span>Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-71502417315010222832009-11-13T00:21:00.000+02:002009-11-13T00:27:54.477+02:00Bi Yolun Yolcusu<br /><br /><center><a href='http://picasaweb.google.com/irmakdonmez/BakalMBugunNeDiyorRuhum?authkey=Gv1sRgCJDT56mhi7SmgAE#5403347484007170226'><img src='https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyNsu-CvZfJWRRSw9qkDMIjBWpFCcxEs8aS31Gur8xF4Ju1ET6etgj2_ydHgGRuyIpnvoahITmFMq66quD1Rv11wqjnPBMo_Cv_WzoGY7lSvWUcNIzcDF7Ux-6N1HJlR3j7FQsZittjAhI/s288/iphone_photo.jpg' border='0' width='187' height='281' style='margin:5px'></a></center><br />Hayatimin belki de en onemli asamalarindan birinde adim adim ilerlerken yolumda, malesef ruhumu ikinci plana atmak zorunda kaldim. <br />Aslinda bilerek ve isteyerek. <br />Hal boyle olunca da ruhumu da paylasmak dustu ikinci plana. Siz sevgili okurlarim anlayislisinizdir bilirim. <br />Affiniza siginiyorum ve 2 hafta sonra donusum muhtesem olacak diyorum.<br /><br />Se'z'giyle kalin..<br /><br /><br /><br />- Posted using BlogPress from my iPhone<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-23673844150054911592009-11-04T22:19:00.001+02:002009-11-04T22:23:07.438+02:00AşkElif Şafak'ınki gibi kısa ve öz olacak başlığım. Aşk.. İlk defa yazımı bitirmeden yazdım başlığımı. Çünkü ilk defa yazacaklarımın sonunu kestirebiliyorum.<br />
<br />
Dün bitirdim Aşk'ı. Sonunda. Herkes çok yazdı çizdi hakkında. Çoğu da güzel şeylerdi, eleştirenler azınlıktı.<br />
<br />
Açık söyliyim ben hiç yorum okumadım Aşk hakkında. Hemen çevirdim sayfayı. Sanırım etkilenmek istemediğimden. Her ne kadar ben objektif olurum desem de olamayacağımı bildiğimden. Kendime yalan söyleyemediğimden.<br />
<br />
Elif Şafak'ın daha önce bi kitabını okumadım açık söyliyim. Baba ve Piç aylarca elimde dolandı durdu. Ama hiç açılmadı kapağı. Son 3-4 senedir kitap okuma alışkanlığım düşüşte olduğundan tabi. Yoksa O'nunla bi ilgisi yok. Uzun zamandır başladığım biçok şeyi bitiremediğimden.<br />
<br />
Bu yaz başı koydum kafama. Aşk'ı okuyacaktım. Nereye baksam onu görüyordum zaten. Kitapevi vitrinleri, kafede masa üstünde, sahilde güneşlenen bi kadının elinde, otobüste uyuyakalmış bi gencin kucağında..<br />
Belki de bu yüzden olacak ki erteledim okumayı. Başladım başladım bitiremedim. Araya başka kitaplar soktum ama hiçbirini bitiremedim. Hep çantamda taşıdım ama sayfaları ilerletemedim.<br />
<br />
Bir gün çok sevdiğim bi köşe yazarını okurken onun da aynı benim gibi olduğunu gördüm. İsmini de veriyim Yonca Tokbaş. O da itiraf ediyordu yarım bırakmalarını ve Aşk'ı okuyamamasına ne kadar üzüldüğünü. O gün cesaretlenip önce O'na mail attım sonra da başucumda duran kitabın sayfalarını çevirmeye başladım. 100 sayfayı okumuştum bi çırpıda. <br />
<br />
Sonra her başladığım işe yaptığım gibi onu da ertelemeye başladım. Hep bir bahane bulundu devam etmemek için. Ana nedenini bilemedim içimde hiç, belki yüzleşmek istemedim bilmiyorum. <br />
<br />
Sonunda kararlar verdim hayatımda. Başladığım şeyleri bitirecektim. Üst listeye de Aşk'ı koydum. Oturdum ve 3 günde bitirdim.<br />
<br />
Şu an çok huzurluyum. Öncelikle bitirdiğim için. Ruhumu açtı benim, kendimi dinlememi sağladı, kalbimi arındırdı, daha bi özgür kıldı, bişeylere daha sıkı sarılmamı sağladı, yarını çok düşünmem gerektiğini anlattı, yeniden okuma, hep okuma isteği uyandırdı.<br />
Ama aslolan Aşk'tır ya, daha çok ondan bu huzurum.<br />
Aşk nedir diye sorardım ya ben. Hatta burdaki yazılarımın da bi kısmını içerirdi bu. Artık biliyorum neymiş:<br />
<br />
Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar. Aşk milad demektir. Şayet 'aşktan önce' ve 'aşktan sonra' aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir. Birini seviyorsan onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir!<br />
<br />
Rumi'nin bir şiiriyle olucak bu yazımın vedası:<br />
<br />
Beri gel, daha beri, daha beri,<br />
Bu hır gür, bu savaş nereye kadar?<br />
Sen bensin, ben senim işte...<br />
Ne diye bu direnme?<br />
Topumuz bir tek inciyiz,<br />
Başımız da tek, aklımız da tek.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-1690784544326608827.post-36298255636105847012009-11-01T12:39:00.000+02:002009-11-01T12:39:36.355+02:00HataŞu hayatta yapılan en büyük hata birine kendi gibi olmadığı için kızmak.<br />
Niye böyle düşünmüyor?<br />
Niye böyle yapmıyor?<br />
Neden böyle davranmıyor?<br />
<br />
Bunların aslında ana noktası var:<br />
Niye beni düşünmüyor!?<br />
Beni sevse bunu yapar mı?<br />
Benim buna bozulcağımı bilmiyor mu?<br />
Benim....?<br />
Beni...?<br />
Benim....?<br />
Beni...?<br />
.<br />
.<br />
.<br />
Bu liste uzar gider. Ama demek istediğim açık değil mi ? Karşı taraftaki beklenti sadece sevgisi değil hiçbizaman.Unknownnoreply@blogger.com0