Cuma, Kasım 27, 2009




Tüm dostlarımın bayramını kutluyorum.

- Posted using BlogPress from my iPhone

Perşembe, Kasım 26, 2009

Zaman


Geri dönmeme 2 gün kaldı.
Umarım benim yazmaya duyduğum özlemi siz de okumaya duyuyorsunuzdur.

Hepinizi çok seviyorum.
Hayatımda olduğunuz için teşekkürler..

Unutmayın: bazı şeyler başkalarına sorulacak şey değil, içine bakınca görülecek şey..

Cuma, Kasım 13, 2009

Bi Yolun Yolcusu




Hayatimin belki de en onemli asamalarindan birinde adim adim ilerlerken yolumda, malesef ruhumu ikinci plana atmak zorunda kaldim.
Aslinda bilerek ve isteyerek.
Hal boyle olunca da ruhumu da paylasmak dustu ikinci plana. Siz sevgili okurlarim anlayislisinizdir bilirim.
Affiniza siginiyorum ve 2 hafta sonra donusum muhtesem olacak diyorum.

Se'z'giyle kalin..



- Posted using BlogPress from my iPhone

Çarşamba, Kasım 04, 2009

Aşk

Elif Şafak'ınki gibi kısa ve öz olacak başlığım. Aşk.. İlk defa yazımı bitirmeden yazdım başlığımı. Çünkü ilk defa yazacaklarımın sonunu kestirebiliyorum.

Dün bitirdim Aşk'ı. Sonunda. Herkes çok yazdı çizdi hakkında. Çoğu da güzel şeylerdi, eleştirenler azınlıktı.

Açık söyliyim ben hiç yorum okumadım Aşk hakkında. Hemen çevirdim sayfayı. Sanırım etkilenmek istemediğimden. Her ne kadar ben objektif olurum desem de olamayacağımı bildiğimden. Kendime yalan söyleyemediğimden.

Elif Şafak'ın daha önce bi kitabını okumadım açık söyliyim. Baba ve Piç aylarca elimde dolandı durdu. Ama hiç açılmadı kapağı. Son 3-4 senedir kitap okuma alışkanlığım düşüşte olduğundan tabi. Yoksa O'nunla bi ilgisi yok. Uzun zamandır başladığım biçok şeyi bitiremediğimden.

Bu yaz başı koydum kafama. Aşk'ı okuyacaktım. Nereye baksam onu görüyordum zaten. Kitapevi vitrinleri, kafede masa üstünde, sahilde güneşlenen bi kadının elinde, otobüste uyuyakalmış bi gencin kucağında..
Belki de bu yüzden olacak ki erteledim okumayı. Başladım başladım bitiremedim. Araya başka kitaplar soktum ama hiçbirini bitiremedim. Hep çantamda taşıdım ama sayfaları ilerletemedim.

Bir gün çok sevdiğim bi köşe yazarını okurken onun da aynı benim gibi olduğunu gördüm. İsmini de veriyim Yonca Tokbaş. O da itiraf ediyordu yarım bırakmalarını ve Aşk'ı okuyamamasına ne kadar üzüldüğünü. O gün cesaretlenip önce O'na mail attım sonra da başucumda duran kitabın sayfalarını çevirmeye başladım. 100 sayfayı okumuştum bi çırpıda.

Sonra her  başladığım işe yaptığım gibi onu da ertelemeye başladım. Hep bir bahane bulundu devam etmemek için. Ana nedenini bilemedim içimde hiç, belki yüzleşmek istemedim bilmiyorum.

Sonunda kararlar verdim hayatımda. Başladığım şeyleri bitirecektim. Üst listeye de Aşk'ı koydum. Oturdum ve 3 günde bitirdim.

Şu an çok huzurluyum. Öncelikle bitirdiğim için. Ruhumu açtı benim, kendimi dinlememi sağladı, kalbimi arındırdı, daha bi özgür kıldı, bişeylere daha sıkı sarılmamı sağladı, yarını çok düşünmem gerektiğini anlattı, yeniden okuma, hep okuma isteği uyandırdı.
Ama aslolan Aşk'tır ya, daha çok ondan bu huzurum.
Aşk nedir diye sorardım ya ben. Hatta burdaki yazılarımın da bi kısmını içerirdi bu. Artık biliyorum neymiş:

Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar. Aşk milad demektir. Şayet 'aşktan önce' ve 'aşktan sonra' aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir. Birini seviyorsan onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir!

Rumi'nin bir şiiriyle olucak bu yazımın vedası:

Beri gel, daha beri, daha beri,
Bu hır gür, bu savaş nereye kadar?
Sen bensin, ben senim işte...
Ne diye bu direnme?
Topumuz bir tek inciyiz,
Başımız da tek, aklımız da tek.

Pazar, Kasım 01, 2009

Hata

Şu hayatta yapılan en büyük hata birine kendi gibi olmadığı için kızmak.
Niye böyle düşünmüyor?
Niye böyle yapmıyor?
Neden böyle davranmıyor?

Bunların aslında ana noktası var:
Niye beni düşünmüyor!?
Beni sevse bunu yapar mı?
Benim buna bozulcağımı bilmiyor mu?
Benim....?
Beni...?
Benim....?
Beni...?
.
.
.
Bu liste uzar gider. Ama demek istediğim açık değil mi ? Karşı taraftaki beklenti sadece sevgisi değil hiçbizaman.

Ruhum işte bu benim kuralım dedi

'Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım?'' diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün.
Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa, yazık. Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli

Ruhum bu hikayeyi çok beğendi

Bir abdal bir şehre gelmiş. Buranın halkı yabancılara hiç güvenmezmiş. ' Defol !' diye bağırmışlar dervişe. ' Hiçbirimiz seni tanımıyoruz!'
Derviş sükunetle cevap vermiş. ' Ben kendimi tanıyorum ya, önemli olan o. İnan olsun, şayet öbür türlü olsaydı, yani siz beni bilseydiniz ama ben kendmi bilmeseydim, çok daha fena olurdu.'

Ruhuma göre aşk..

  • karsisinda butun duvarlarini yikip, butun zirhlarini cikarip cirilciplak kalabilmektir
  • madden yaninda olmasa da, manen yaninda oldugunu hissettirmesidir
  • bitince selaleden baktiginda sonunu goremedigin bi yukseklik, yuzune carpan sudur
  • sarilmanin en anlamli oldugu andir
  • koynunda uyutmaktir
  • hayatı kolayca zorlaştırmaktır
  • canını acıtacak bişeyler bulabilmektir
  • saatlerce ağlamaktır
  • sabaha kadar gözünü kırpmadan tek bi noktaya bakmaktır
  • 'O'nunla hayallerinin ortak olmama ihtimalinden korkmaktır
  • elinde olmadan söylediği her kelimeyi hafızana kazımaktır
  • bazen kendine inanamamaktır
  • sonsuz mutluluk ve huzur hissidir
  • biçok şey olumsuz gitse bile O'nun hayatımda olduğunu hissetmenin herşeyi bi anda olumlu göstermesidir
  • hergün yeni bi 'sen'e uyanmaktır
  • farkında olmadan gelecek planlarını ona göre hazırlamaktır
  • hiç düşünmeden onunla herşeyi yapabilecek gücü kendinde bulmaktır
  • karsisinda butun duvarlarini yikip, butun zirhlarini cikarip cirilciplak kalabilmektir